Lületaşının bir de efsanesi vardır.
Efsaneye göre lületaşını ilk bulan ve bu taşın yer altı yolunu ilk ortaya çıkarının bir köstebek olduğu söylenir.Anlatılan efsane şöyledir:Bir gün genç bir çoban bölgenin Karatepe yöresindeki köylere gitmektedir.Genç çoban yorgun düşer,acıkır,oturur;azığını çıkarıp yemeğini yemeye başlar.O sırada,topraktaki bir delikten bir canlının aktaş toprakları yüzeye çıkarmaya çalıştığını görür.
Çoban bir aktaşı eline alır,çakısıyla taşı yontmaya başlar.İlk çakı darbesiyle taş birdenbire ayın ondördü gibi güzel bir kız oluverir.
Kız dile gelir ve "Ah insanoğlu bana kıymasıydın"diye bağırarak köstebeğin açtığı delikten içeri girip kaybolur.Delikanlı da kızın ardından başlar deliği eşelemeye.Günler geçer delikanlıdan haber alınamaz.
Delikanlıyı arayan köylüler yerin yedi kat altında bu daracık kuyuda boğulmuş olarak bulurlar.Elinde sıkı sıkı tuttuğu ak taşları ile birlikte.... Avuçlarında sımsıkı tuttuğu bir parça lületaşı varmış.O günden beri her lületaşı parçasında, çobanın ölümüne sürüklendiği sevdanın izlerini görmüş köylüler.
Lületaşı işleyenler için bu efsanenin anlamı büyük. Lületaşını yedi kat yerin dibinden çıkaran köstebeği sanatlarının öncüsü ve pirleri olarak kabul ediyorlar.